Olağanüstü 'Konfüçyüs'

MÖ 551 yılında LU eyaletinde doğmuştur. 

Yeryüzü tarihinde "Olağanüstü"sıfatıyla nitelendirilebilecek nadir insanlardan biri olan Konfüçyüs hakkında bilgi vermek benim boynumun borcu diye düşünüyorum. Aslında bloga ilk atacağım post Konfüçyüs olmalıydı ama Wang So hayranlığım daha ağır bastı. 

Gelelim Konfüçyüs'e filozof kimliği yanı sıra siyaset,toplumbilimcilikte kendisini kanıtlamış bir filozoftur. Ortaya koyduğu siyasal kuramlar yüzyıllar boyunca Çin yönetimini etkilemiştir. Toplumsal davranış ve ahlaka ilişkin öğretileri "Din" haline getirmiştir. 

Konfüçyüs öğretilerinde inan biçimi ilk önce efendilik ve aileye bağlılık şeklinde gerçekleşir. 

Çin uygarlığının binlerce yıl sürmesi devlet yaşamının sırrı  efendilik ve aileye bağlılıktan kaynaklanmıştır.

Konfüçyüs öğretileri onun ve öğrencilerinin gayret ve bağlılıklarıyla bütün tarih boyunca geliştirilip en iyi şekilde sunulmuştur. 

İlke ve söylem olarak Konfüçyüsçülüğe karşı ortaya çıkan Komünizm rejiminden sonra bile varlığını sürdürmekte hiç zorlanmamıştır.

Şanghay'daki Konfüçyüs Heykeli

Öyle ki Konfüçyüs kuramları ortaya atıldığında beri Çin de etkilerini sürdürmeye devam etmiştir.

Konfüçyüsün bu etkileri sadece Çin ile sınırlı kalmayıp Uzakdoğu'yu kapsayacak şekilde yaygınlığa ulaşmıştır.

Kore ve Japonya da çoğu aile hala gelenek ve örf adetlerini Konfüçyüs ilkeleri üzerine yürütmektedir. 

Konfüçyüs felsefesine bakacak olursak ;

Dine uzaklığı, dinsel inançlarının olmadığı anlamına gelmiyordu. Konfüçyüs kurban sunmak, ve diğer tapım ritüellerine uyulmasını engellerdi. 

Konfüçyüs'ün dine olan geleneksel inançlara bağlı ve onları yenilemekten ibarettir. 

Konfüçyüsçülükte temel kavramlar ile ;

Tao,Tien,Li , Chun-Tzu ,Shih olarak kullanılır.

Kısaca açıklamak gerekirse bu terimler ile Konfüçyüsçülük felsefi oluşturulmuştur. 

Bir yerde küçük insanların büyük gölgeleri varsa, o yerde güneş batıyor demektir

Konfüçyüs öğretileri günümüze kadar yayıldığı ülkelerde deva metse bile yasaklandığı zamanlarda olmuşturlar.

Bu ilkeleri devlet ve normal yaşantılarında kullananlar refah ve zenginlik ile bir yaşantı sürmüştür. 

Çin'in Komünist Devrimi esnasında İmparator Shi Huang tüm kitapları toplatmış ve yaktırmıştır ama ileri düzey araçlar ve olanaklar nedeniyle halk bu ilkelere uymaya devam etti.

Nitekim artık sizleri çok sıkmayıp konuyu kısa kesmeye çalışıyorum :) 

Konfüçyüs'ün komünist düzenden sonra saygınlık ve güç kazanması çok yakın bir zaman dilimi olan 2006 yılında resmi bir hal aldı. 

Çin Halk Cumhuriyeti 2006 yılından itibaren 50 kadar ülkede; "Konfüçyüs Merkezleri" açtı. 

Türkiye'de 2007 yılında açılmasına karar verilen merkez ilk olarak 2008 yılında ODTÜ'de açıldı.

2013 yılında ise Okan Üniversitesi ,Pekin ile birleşerek ülkemizde bir Konfüçyüs enstitüsü olmasını sağladı.

Konfüçyüsçülük Çin'in küçük bir kasabasında başlayıp kısa zamandan devasa bir yayılma ile hoşgörü ve akılcılık dünya da ise mutlu günlerin gerçekleşmesinde katkısı olmuştur.

Belki de bu yazı ile sizlerinde aklında bir nebze olsun etki bırakmışımdır. 

Okuyup zaman ayırdığınız için